Kamuda çalışan sağlık işçisi kadınlar: ‘Haklarımız yerlerde, sendikalar nerede?’
"Kadınlar için gerekli doğum sonrası izinler yetersiz kalıyor. Kaldı ki kurumumuzda yıllardır kreş açılmasını bekleyen bir çok çalışan arkadaşlarımız var fakat somut bir adım atılmıyor."

Fotoğraf: Hilal Tok/Evrensel
Türk-iş ve Hak-iş’in hazırladığı kamu çerçeve protokolünün hazırlık süreci bir yandan görüşmelerin başlanmasıyla, kamu işçileri arasında tartışılıyor. Kamu işçileri içinde tedirginlik devam ederken kadınların taleplerinin sözleşmede yer almaması tepki topluyor. İstanbul’da hastanelerde çalışan kamu işçileriyle bu süreci konuştuk.
Bağcılar Eğitim Araştırma Hastanesinden kadın işçiler sözleşme süreçlerinin kadın işçilerin taleplerine kulak vererek ilerlemediğini söylüyor.
Kadın işçilerden biri, “Kendi iş tanımı dışında çalışıyorum. Çalıştığım kuruma başladığımda kadro doluluğundan farklı bir meslek koduyla işe başladım. Bu süreç benim aldığım ücreti etkiledi” diyor.
Kadınların en büyük derdi ise geçim: “Bu aylıkla geçinebilinir mi? Bir ailede tek kişinin çalışmasıyla geçimin mümkün olmadığını biliyoruz. Bunun içine kira ve diğer giderleri kattığımızda adeta açlıkla mücadele ediyoruz.”
İş yerinde mobbingin yaygın olduğunu söyleyen kadın işçiler, sendikaların kadınların taleplerini dikkate alıp almayacağını takip ettiklerini anlatıyor. Ancak sendikaya güvenleri olmadığını ifade ediyorlar.
“Sendikalara güvenim kalmadığından bu konuların düzeleceğine çok inanmıyorum” diyen kadın işçi sendikalara çok fazla görev düştüğünü, koltuk ve mevkilerin değil, sendikaya üye olan işçi ve emekçilerin talepleri önem kazandığında işçiler için de yaşanabilir bir hayat oluşacağını ifade ediyor.
Sendikalara olan güvensizliğin adeta işçileri talep etmekten bile geri tuttuğunu söyleyen kadın işçiler, sendikaların arka planda hükümetle yapılan anlaşmalar ve uzlaşmalar yerine işçilerle mücadele hattı güçlendirmeleri gerektiğini anlatıyorlar.
‘İşçisin diye hakların görmezden geliniyor’
İstanbul Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu Şehir Hastanesinden sağlık işçileriyle sözleşme sürecini ve çalışma koşullarını konuşmaya devam ediyoruz.
“Aylık ücretim 33 bin ile 38 bin arasında değişiyor. Gecede çalışmadığım için diğer arkadaşlarımdan daha düşük ücret alıyorum. Ancak gece çalışanlar da günün sonunda geçinemiyor” diyor kadın işçilerden biri.
Kadın olmaktan yana sorunlar yaşadıklarını dile getiren kadınlar, işçi kadınların temel haklardan bile yararlanmadığını ifade ediyor.
“Sırf kadın olduğumuz için zaman zaman ayrımcılığa uğradığımız oluyor. Öte yandan çocuk sahibi olan kadınların çalışma koşulları daha da zor. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda annelik ve doğum izinleri ile alakalı pek çok madde bulunurken biz işçiler bu maddelerden mahrum bırakılıyoruz. İşçinin annelik hakları, özlük hakları, doğum hakları göz ardı ediliyor. İşçi olduğunuzda bu gerçekle karşı karşıya kalıyorsunuz maalesef.”
‘Şiddet ihbarında bile mevki önemli oluyor’
Çalışma sürecinde işçi kadınların daha fazla şiddete açık olduğunu söyleyen kadın işçiler buna dair önlemlerin alınmadığını ifade ediyor.
“Sırf kadın olduğumuz için dışarıdan gelen bir erkek hasta veya yakını bize daha kolay saldırabiliyor. Acilde çalıştığım için şiddete maruz kaldığım durumlar çok olmuştur. Hatta taciz sebebiyle iki kere beyaz kod verdim. İkisinde de savcının konuyu hiç ele almadan ‘Darp yok’ diyerek takipsizlik kararı verdiğini gördüm. Ancak işçi olmanız bunlarla karşılaşmanızın sebeplerinden biri maalesef. Çünkü rütbe ve mevki dikkate alınıyor. Aynı süreçleri bir doktor yaşadığında sonuçları daha farklı oluyor.”
İşçiler, sendikaların işçilerle birlikte sözleşme süreçlerini ilerletmediğinden şikayetçi ve sorunların çözülmesi için somut adımlar atılması gerektiğini ifade ediyorlar: “Verilmesi gerektiği söylenen hakların, sadece söylemde kaldığı bugün yaşanarak görülüyor. Oysa idarecileri de denetleyecek daha bütünlüklü politikalar hayata geçmeli. Kişilerin inisiyatifine bırakılmış, kişiden kişiye değişen uygulamalar son bulmalı.”
Kreş hakkı yine tanınmıyor
İstanbul 3. bölgede bir devlet hastanesinden sağlık işçisi ile yaptığımız sohbette ise taşeron şirket zamanlarında iş tanımının dışında işçilerin çalıştıklarını öğreniyoruz.
Aylık 40 bin lira civarında maaş aldığını söyleyen işçi kadın maddi sorunları yanı sıra iş koşullarının kadınlar için zor olduğunu ifade ediyor: “Kadınlar için gerekli doğum sonrası izinler yetersiz kalıyor. Kaldı ki kurumumuzda yıllardır kreş açılmasını bekleyen birçok çalışan arkadaşlarımız var fakat somut bir adım atılmıyor.”Kadın işçilerin taleplerinin şeffaf bir biçimde yer almadığını söyleyen kadın işçi, “daha şeffaf ve işçiyi bu konuda ikna edici hiçbir bilgiye ulaşamıyoruz. Protokol maddeleri kapalı kapılar ardında konuşulmamalıdır” diyor.
Sohbet ettiğimiz kadın işçi talebini ise şöyle dile getiriyor:“Özlük haklarımızın gözden geçirilmesi ve mezuniyet durumlarına göre, kıdeme göre maaşların artmasını gözeterek bir taslak hazırlanmalı.” (Ekmek ve Gül)
Evrensel'i Takip Et